Lazer göz ameliyatı sonrası iltihaplanma: Lazer göz ameliyatı sırasında yan etki riski nasıl en aza indirilir ve komplikasyonlardan nasıl kaçınılır?
5 ay Victor Derhartunian
Lazer göz ameliyatından sonra birçok kişi nihayet gözlük veya kontakt lens olmadan net bir şekilde görebiliyor.
Bununla birlikte, net görüşe sahip bir yaşam beklentisi ne kadar büyüleyici olsa da, iyi düşünülmesi gereken hususlar vardır.
Hastaların en sık sorduğu sorulardan biri şudur: ” Lazer göz ameliyatından sonra iltihap oluşursane olur?” Bu blog yazısında konuyu derinlemesine inceleyerek lazer göz ameliyatı sonrası iltihaplanmanın tam olarak ne anlama geldiği, ne sıklıkla ortaya çıktığı ve hangi belirtilerin buna işaret edebileceği konularına ışık tutacağız.
Ayrıca komplikasyonları önlemek için hangi önleyici tedbirleri alabileceğinizi ve bir enfeksiyon meydana gelirse hangi tedavilerinmevcut olduğunu öğreneceksiniz.
Lazer göz ameliyatı sonrası iltihaplanma nedir?
Lazer göz ameliyatı sonrası iltihaplanma, gözün hassas korneasıüzerinde yapılan işleme karşı vücudun verdiği bir tepkidir.
Bu iltihap bir komplikasyon olarak ortaya çıkabilir ve lazer tedavisinin neden olduğu değişikliklere tepki veren bağışıklık sistemi tarafından tetiklenir.
LASIK veya SmartSight gibi modern refraktif cerrahi yöntemleri son derece hassas ve güvenli olsa da, hala potansiyel riskler ve yan etkiler vardır.
Lazer göz ameliyatından sonra, kornea yüzeyi flebin kaldırılması (LASIK ile) veya lazerle ablasyon (diğer yöntemlerle) ile değiştirildiğinden, göz enfeksiyon ve iltihaplanmaya karşı özellikle hassas olabilir. Bu iltihabi reaksiyonlar genellikle hafif ve geçicidir, ancak nadir durumlarda şişmiş gözler, kuru gözler ve hatta bulanık görme gibi daha ciddi semptomlara yol açabilir.
Bu yan etki ne sıklıkla görülür: LASIK tedavisi, SmartSight & Co
Lazer göz ameliyatından sonra bir yan etki olarak iltihaplanma nadirdir, ancak yine de olası bir risktir.
Sıklık, lazerle göz tedavisi yöntemine bağlı olarak değişir.
LASIK, SmartSight ve Trans-PRK gibi modern teknikler son derece düşük bir komplikasyon oranına sahiptir.
Çalışmalar, enfeksiyöz iltihaplanma gibi ciddi komplikasyonların vakaların %1’inden daha azında meydana geldiğini göstermektedir.
Kuru göz veya tahrişten kaynaklanan küçük iltihap reaksiyonları biraz daha yaygındır, ancak hastaların yalnızca küçük bir yüzdesini etkiler ve genellikle birkaç gün içinde düzelir. En sık yapılan lazer göz ameliyatlarından biri olan LASIK‘te ameliyat sonrası iltihaplanma bilinen ancak düşük bir orana sahiptir.
Hastaların %1 ila 2’sinde görüldüğü tahmin edilen bu durum, LASIK’i en güvenli lazer göz ameliyatlarından biri haline getirmektedir.
Daha yeni ve minimal invaziv bir yöntem olan SmartSight(ReLEx SMILE) ile oranlar daha da düşüktür. Bu yöntem bir flep oluşturulmasını gerektirmediğinden, iltihaplanma gibi komplikasyon riski daha da azalır.
Kornea yüzey inin doğrudan tedavi edildiği yüzeysel bir yöntem olanTrans-PRK‘de de iltihap görülme sıklığı düşüktür, ancak doğrudan tedavi edilen kornea yüzeyi nedeniyle operasyondan sonraki ilk birkaç gün içinde kuru göz veya ışığa karşı hassasiyet gibi semptomlar biraz daha sık görülebilir.
Komplikasyon olarak inflamasyonun nedenleri:
Lazer göz ameliyatı sonrası iltihaplanma çeşitli faktörler tarafından tetiklenebilir.
Bu komplikasyonlar nadir görülse de, riski en aza indirmek için olası nedenleri anlamak önemlidir.
İşte lazer göz ameliyatı sonrası iltihaplanmanın başlıca nedenleri:
- Bakteriyel enfeksiyon: İltihaplanmanın en yaygın nedenlerinden biri ameliyat sırasında veya sonrasında göze bakteri girmesidir.
Bu durum, ameliyat sonrası bakım talimatlarına tam olarak uyulmaması veya mikropların yaraya girmesi halinde ortaya çıkabilir. - Kuru gözler: Lazer tedavisinden sonra kuru gözler kornea yüzeyinde mikro yırtıklara yol açabilir ve bu da iltihaplanma riskini artırır. Lazer tedavisinin neden olduğu kuru gözler yaygın bir yan etkidir vegözü tahriş ve enfeksiyona karşı daha duyarlı hale getirebilir.
- Gözdeki yabancı cisimler: Ameliyattan sonra göze giren toz veya küçük lifler gibi küçük parçacıklar korneayı tahriş edebilir ve iltihaplı bir reaksiyonu tetikleyebilir.
- Flebin tam iyileşmemesi: LASIK tedavisi sırasında korneada bir flep oluşturulur ve bu flep işlemden sonra tekrar yerine yerleştirilir.
Bu flep doğru şekilde iyileşmezse veya yerinden çıkarsa, bu iltihaplanmaya yol açabilir. - Bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonu: Bazı durumlarda, vücudun bağışıklık sistemi prosedüre aşırı tepki verir ve tedavi edilen korneayla yabancı doku olarak savaşmaya çalışır.
Bu, hiçbir bakterinin dahil olmadığı steril bir iltihaba yol açabilir. - Gözlerde nem eksikliği: Lazer göz tedavisinden sonra gözlerde yeterli nem olmaması korneayı kurutabilirve gözyaşı veya iltihaplanmaya neden olabilir.
Suni gözyaşı kullanımı bu riski en aza indirmeye yardımcı olur. - Ameliyat sonrası hijyen sorunları: Yıkanmamış ellerle göze dokunmak veya steril olmayan göz damlaları kullanmak göze bakteri girmesine ve iltihaplanmaya neden olabilir.
- Önceden var olan göz hastalıkları: Keratokonus veya kronik göz kapağı kenarı iltihabı gibi önceden var olan rahatsızlıkları olan hastalar, korneaları zaten zayıflamış veya tahriş olmuş olduğundan ameliyat sonrası iltihaplanma riski daha yüksektir.
- Ameliyattan sonra gözün aşırı zorlanması: Uzun süre bilgisayar başında çalışmak veya loş ışıkta okumak gibi yoğun görsel zorlanma, özellikle ameliyattan sonraki ilk birkaç gün içinde iyileşmeyi geciktirebilir ve iltihaplanmayı artırabilir.
Lazer göz ameliyatı sırasında veya sonrasında iltihap belirtileri
- Gözün kızarması: Gözün, özellikle de kornea veya çevresindeki bölgenin yoğun şekilde kızarması iltihaplanmaya işaret edebilir.
Bu kızarıklık, iltihaplı dokuya artan kan akışından kaynaklanır. - Ağrı veya basınç: Hastalar gözde normal olmayan ve iltihaplanmaya işaret edebilecek hoş olmayan bir ağrı veya basınç hissi yaşayabilir.
Bu ağrı sürekli olabilir veya göz hareketiyle ortaya çıkabilir. - Işığa karşı hassasiyet: Lazer göz ameliyatından sonra ışığa karşı artan hassasiyet yaygın bir semptomdur, ancak iltihaplanma durumunda özellikle belirgin olabilir.
Bu durumda normal gün ışığı bile rahatsız edici olarak algılanabilir. - Bulanık görme: Bulanık görme veya görme keskinliğinde ani bir bozulma, korneanın iltihaplandığına dair işaretler olabilir.
Lazer ameliyatından sonraki ilk birkaç gün içinde görme tekrar kötüleşirse bu durum özellikle endişe vericidir. - Aşırı sulanma: Gözlerin sulanması lazer göz ameliyatından sonra normal bir reaksiyondur, ancak göz aşırı derecede yaşarır ve durmazsa, bu iltihaplanmanın bir göstergesi olabilir.
- Kaşıntılı gözler: Ameliyat edilen gözde şiddetli kaşıntı, iltihaplanma veya yeni başlayan bir enfeksiyona işaret edebilir.
İltihabı şiddetlendirmemek için gözü ovuşturmamak önemlidir. - Göz kapaklarının şişmesi: Şişmiş gözler veya göz kapakları başka bir iltihap belirtisidir.
Bu şişlik gözün açılıp kapanmasını zorlaştırabilir ve izlenmelidir. - Yabancı cisim hissi: Hiçbir şey görülmemesine rağmen gözün içinde sürekli bir şey olduğu hissi, korneanın iltihaplanması veyatahriş olmasının bir belirtisi olabilir.
- Haleler ve çift görme: Halelerin (ışık halkaları) veya çift görmenin algılanması da iltihaplanmadan kaynaklanabilir.
Bu semptomlar özellikle gece görüşünü bozabilir. - Korneanın bulanıklaşması: Enflamasyon ayrıca korneanın bulanıklaşmasına da yol açabilir, bu da görüşü bozar ve yakından bakıldığında görülebilir.
Lazer göz ameliyatından sonra iltihaplanma riski nasıl en aza indirilebilir?
- Ameliyat sonrası talimatlara sıkı sıkıya bağlılık: İltihaplanmayı önlemede en önemli faktörlerden biri, lazer göz ameliyatından sonra göz doktoru tarafından verilen talimatlara harfiyen uymaktır.
Bu, anti-enflamatuar göz damlalarının ve enfeksiyonu önlemek için antibiyotik damlaların düzenli kullanımını içerir. - Steril göz damlası kullanımı: Reçete edilen tüm göz dam lalarının ve merhemlerin steril olması ve tam olarak reçete edildiği şekilde kullanılması esastır.
Bakterilerin göze girmesini önlemek için göz damlası ağzına ellerle veya diğer yüzeylerle dokunmaktan kaçınılmalıdır. - Gözlerinizi ovuşturmaktan kaçının: Lazer göz ameliyatından sonra, kaşıntı veya yabancı cisim hissi oluşsa bile gözlerinizi ovuşturmamanız özellikle önemlidir.
Ovalamak flebin yerini değiştirebilir ( LASIK durumunda) veya korneayı tahriş edebilir, bu da iltihaplanma riskini artırır. - Ellerinizi temiz tutun: İşlemden sonra gözler özellikle hassas olduğundan, enfeksiyon riskini azaltmak için ellerin düzenli olarak yıkanmasına ve gözlere yaklaştırılmamasına dikkat edilmelidir.
- Potansiyel tahriş edici maddelerden kaçınma: Lazer göz ameliyatından sonraki ilk birkaç gün toz, duman veya kimyasallar gibi tahriş edici maddelerle temastan kaçınılmalıdır.
Bunlar korneayı tahriş edebilir ve iltihaplanmayı tetikleyebilir. - Koruyucu gözlük takılması: Gözleri kazara çarpmalardan veya yabancı cisimlerin girmesinden korumak için, ameliyattan sonraki ilk birkaç gün içinde, özellikle uyurken veya tozlu ortamlarda koruyucu gözlük takılması önerilir.
- Dikkatli göz doktoru seçimi: Deneyimli ve saygın bir göz doktoru veya klinik seçmek komplikasyon riskini önemli ölçüdeazaltabilir.
Deneyimli bir cerrah sadece prosedürü hassas bir şekilde gerçekleştirmekle kalmayacak, aynı zamanda kapsamlı bir tedavi sonrası bakım da sağlayacaktır. - Takip randevularına uyum: Lazer ameliyatından sonra göz doktoruna düzenli takip ziyaretleri, iyileşme sürecini izlemek ve olası iltihaplanmayı erken aşamada fark edip tedavi etmek için çok önemlidir.
- Yoğun fiziksel aktiviteden kaçınma: İyileşme sürecini bozabileceği ve iltihaplanma riskini artırabileceği için lazer göz ameliyatından sonraki ilk birkaç hafta içinde yorucu fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır.
- Gözlerin yeterince nemlendirilmesi: Kuru gözler lazer göz ameliyatından sonra sık görülen bir yan etkidir ve iltihaplanmaya yol açabilir.
Düzenli suni gözyaşı kullanımı göz neminin korunmasına ve korneanın korunmasına yardımcı olur. - Makyaj ve kozmetikten kaçının: Ameliyattan sonraki ilk birkaç gün, tahriş ve enfeksiyon riskini en aza indirmek için göz makyajı veya diğer kozmetikler kullanılmamalıdır.
Enfeksiyon/iltihap durumunda gözün tedavisi
Lazer göz ameliyatından sonra gözde bir enfeksiyon meydana gelirse, kalıcı hasarı ve kötüleşmeyi önlemek için hızlı hareket etmek önemlidir.
Modern tıpta her biri nedene göre uyarlanmış farklı tedavi yaklaşımları vardır.
Anti-enflamatuar göz damlası kullanımı
Anti-enflamatuar göz damlaları, LASIK gibi lazer göz ameliyatlarından sonra iltihap tedavisinde merkezi bir rol oynar.
Bu damlalar gözdeki enflamatuar reaksiyonları kontrol etmek ve iyileşme sürecini desteklemek için kullanılır.
Anti-enflamatuar göz damlaları neden önemlidir?
- Şişlik ve kızarıklığın azaltılması: Lazer göz ameliyatı gibi bir işlemden sonra, korneanın manipülasyonu nedeniyle göz hafifçe şişebilir veya kızarabilir. Anti-enflamatuar göz damlaları, vücudun prosedürün travmasına karşı bağışıklık tepkisini azaltarak bu semptomları hafifletmeye yardımcı olur.
- Ciddi komplikasyonların önlenmesi: İltihap tedavi edilmezse, korneanın bulanıklaşması ve hatta görme keskinliğinin kaybı gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Anti-enflamatuar damlaların düzenli kullanımı bu tür riskleri en aza indirmeye yardımcı olur. - Rahatsızlıktan kurtulma: Işığa karşı hassasiyet, kaşıntı ve gözde hoş olmayan bir his gibi semptomlar bu damlalar kullanılarak önemli ölçüde azaltılabilir.
Bu, iyileşme sürecini hastaiçin daha keyiflihale getirir ve hızlı iyileşmeyi destekler. - İyileşme sürecinin desteklenmesi: Enflamasyonun azaltılmasıyla doğal iyileşme süreci hızlandırılır. Anti-enflamatuar göz damlaları, kornea dokusunun aşırı bir bağışıklık tepkisi tarafından rahatsız edilmeden en iyi şekilde yenilenebilmesini sağlamaya yardımcı olur.
Anti-enflamatuar göz damlası türleri:
- Steroidal göz damlaları: Bu damlalar, özellikle şiddetli iltihapla mücadelede etkili olan kortikosteroidler içerir.
Genellikle lazer göz ameliyatından kısa bir süre sonra reçete edilirler ve gözeçok fazla yük bindirmemekiçin yavaş yavaş kesilirler. - Steroid olmayan anti-enflamatuar göz damlaları (NSAID’ler): Bu damlalar steroidlerin yan etkileri olmaksızın anti-enflamatuar etki sağlar.
Genellikle daha hafif vakalarda veya uzun süreli tedavi gerektiğinde kullanılırlar.
Uygulama ve önlemler:
- Dozaj ve uygulama: Göz doktoru, kesinlikle uyulması gereken kesin bir dozaj ve uygulama sıklığı belirleyecektir.
Tipik olarak, damlalar iltihabın şiddetine bağlı olarak günler ila haftalar boyunca günde birkaç kez uygulanır. - Olası yan etkiler: Anti-enflamatuar göz damlaları çok etkili olmalarına rağmen, nadir durumlarda göz içi basıncında artış, yanma veya görmede geçici bir bozulma gibi yan etkilere neden olabilirler.
Hasta herhangi bir olağandışı reaksiyonu derhal göz doktoruna bildirmelidir. - Uzun süreli kullanımdan kaçının: Steroidal göz damlaları, göz içi basıncının artması veya korneanın incelmesi gibi yan etki riskini artırabileceğinden uzun süre kullanılmamalıdır.
Bu nedenle, göz doktoru iltihap kontrol altına alındığında tedaviyi kademeli olarak azaltacaktır.
Antibiyotik göz damlaları veya merhemleri
Antibiyotik göz damlaları ve merhemleri neden gereklidir?
- Bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi: LASIK veya SmartSight gibi lazer göz ameliyatlarından sonra, kornea işlem nedeniyle geçici olarak zayıfladığı için göz bakteriyel enfeksiyonlara karşı özellikle hassastır. Antibiyotik göz damlaları, potansiyel olarak tehlikeli bakterileri enfeksiyona neden olmadan önce öldürerek önleyici bir etkiye sahiptir.
- Mevcut enfeksiyonların tedavisi: Ameliyattan sonra kızarıklık, şişme veya irin oluşumu gibi enfeksiyon belirtileri ortaya çıkarsa, antibiyotik damlalar veya merhemler ilk savunma hattıdır.
Bunlar bakterilerle doğrudan kornea yüzeyinde savaşır ve enfeksiyonun daha fazla yayılmasını önler. - Akut enfeksiyonlar için hızlı etki: Antibiyotiklerin göze doğrudan uygulanması, ilacın hızlı etki etmesini ve enfeksiyonla etkin bir şekilde mücadele edebilmesini sağlar.
Bu özellikle korneada kalıcı hasarı önlemek için önemlidir.
Antibiyotik göz damlası ve merhem çeşitleri:
- Geniş spektrumlu antibiyotikler: Bu tür antibiyotikler, çok çeşitli bakteri türlerine karşı etkili olduklarından genellikle profilaktik olarak veya belirsiz bakteriyel enfeksiyonlar için kullanılır.
Birçok lazer göz ameliyatından sonra standart tedavidir. - Spesifik antibiyotikler: Bilinen veya şüphelenilen spesifik bakteriyel enfeksiyonlar durumunda, göz doktoru tanımlanan bakterilere karşı özellikle etkili olan hedefe yönelik antibiyotikler reçete edebilir.
- Kombinasyon preparatları: Bazen antibiyotikler, hem bakteriyel enfeksiyon hem de ilişkili iltihapla mücadele etmek için anti-enflamatuar ajanlarla birleştirilir.
Bu preparatlar damla veya merhem olarak uygulanabilir ve özellikle her iki sorunun aynı anda ortaya çıktığı durumlarda faydalıdır.
Uygulama ve önlemler:
- Düzenli ve doğru uygulama: Antibiyotik göz damlaları ve merhemleri göz doktoru tarafından belirtilen aralıklarla uygulanmalıdır.
Düzensiz uygulama etkinliği azaltabilir ve dirençli bakterilerin gelişmesine yol açabilir.
Damlalar genellikle günde birkaç kez uygulanırken, daha uzun süre yapışan merhemlerin genellikle günde sadece bir veya iki kez uygulanması gerekir. - Steril kullanım: Daha fazla enfeksiyonu önlemek için damla ve merhemlerin steril tutulması önemlidir.
Şişenin veya tüpün ucu göze veya diğer yüzeylere temas etmemelidir.
Her uygulamadan önce eller iyice yıkanmalıdır. - Olası yan etkiler: Nadiren de olsa, antibiyotik göz damlaları ve merhemleri yanma, tahriş veya alerjik reaksiyonlar gibi yan etkilere neden olabilir.
Nadir durumlarda, antibiyotiğe karşı aşırı duyarlılık oluşabilir ve bu durum derhal göz doktoruna bildirilmelidir. - Kullanım süresi: Antibiyotikler, semptomlar ortadan kalkmış olsa bile göz doktoru tarafından reçete edildiği sürece kullanılmalıdır.
Erken kesilmesi enfeksiyonun tamamen iyileşmemesine ve tekrarlamasına neden olabilir. - Diğer ilaçlarla kombinasyon: Antibiyotik göz dam laları, anti-enflamatuar göz damlaları gibi diğer ilaçlarla birlikte kullanılabilir.
Göz doktoru, farklı ilaçların birbiriyle etkileşime girmemesini sağlamak için kesin tedavi planını belirleyecektir.
Yapay gözyaşları
- Nemlendirici etki: Suni gözyaşı kornea yüzeyini nemlendirir, bu da özellikle lazer göz tedavisindensonra önemlidir.
İyi nemlendirilmiş bir göz, aksi takdirde iltihaplanma riskini artırabilecek mikro gözyaşlarına ve tahrişe daha az duyarlıdır. - Tahrişin azaltılması: Lazer göz ameliyatından sonra gözler özellikle hassas olabilir. Suni gözyaşları toz, duman veya kuru hava gibi çevresel etkilerin neden olduğu tahrişi en aza indirmeye yardımcı olur.
Bu, gözün tahriş olmasını ve iltihaplanmanın gelişmesini önler. - İyileşmeyi destekler: Sürekli nemli bir ortam korneanın iyileşme sürecini destekler. Suni gözyaşı, gözün doğal koruyucu bariyerinin korunmasını ve enfeksiyon ve iltihapriskinin azaltılmasını sağlar.
Suni gözyaşı çeşitleri ve uygulamaları:
- Koruyucu içermeyen damlalar: Bunlar, gözü tahriş edebilecek herhangi bir ek kimyasal içermedikleri için özellikle lazer göz ameliyatından sonra tavsiye edilir.
Sık kullanım ve hassas gözlere sahip kişiler için idealdir. - Jeller ve viskoz damlalar: Bu preparatlar kornea yüzeyine daha uzun süre yapışır ve bu nedenle uzun süreli nem sağlar.
Özellikle gece boyunca gözü korumak için yatmadan önce kullanıma uygundurlar. - Tek kullanımlık dozlar: Tek kullanımlık dozlar her zaman steril olmaları ve koruyucu madde içermemeleri avantajını sunar.
Özellikle seyahatler için pratiktirler ve enfeksiyon riskini azaltırlar.
Ağır vakalarda invaziv müdahaleler
Nadir durumlarda, lazer göz ameliyatını takip eden iltihaplanma, antibiyotik ve anti-enflamatuar göz damlaları gibi konservatif tedavilere yeterince yanıt vermeyecek kadar şiddetli olabilir.
Bu gibi durumlarda, iltihabı kontrol altına almak ve gözü kalıcı hasardan korumak için invaziv prosedürler gerekebilir.
İnvaziv prosedürler ne zaman gereklidir?
- İnatçı veya kötüleşen inflamasyon: Yoğun ilaç tedavisine rağmen iltihap azalmazsa veya kötüleşirse, daha invaziv tedavi düşünülmelidir.
Bu durum genellikle antibiyotiklere yanıt vermeyen ciddi bakteriyel enfeksiyonlarda görülür. - Kornea ülseri oluşumu: Çok şiddetli enfeksiyonlarda, korneanın yapısını ve şeffaflığını ciddi şekilde tehlikeye atan bir kornea ülseri oluşabilir.
Bu gibi durumlarda, enflamasyonu durdurmak ve korneayı kurtarmak için enfekte dokunun çıkarılması gerekebilir. - Keratektazi veya diğer yapısal komplikasyonlar: Keratektazi (zayıflama nedeniyle korneanın çıkıntı yapması) veya iltihaplanmayı takiben korneada meydana gelen diğer yapısal değişiklikler, görmeyi stabilize etmek ve korumak için invaziv önlemler gerektirebilir.
Olası invaziv müdahaleler:
- Kornea debridmanı: Debridman sırasında, altta yatan sağlıklı dokuyu ortaya çıkarmak için korneanın iltihaplı veya enfekte epitel dokusu çıkarılır.
Bu iyileşmeyi destekler ve iltihabı azaltmaya yardımcı olur.
Genellikle iltihabın nedeni yüzeysel bir enfeksiyon olduğunda yapılır. - Kornea nakli (keratoplasti): Korneanın iltihap nedeniyle onarılamayacak şekilde hasar gördüğü aşırı durumlarda, kornea nakli gerekli olabilir.
Bu, hasarlı dokunun bir donörden alınansağlıklı bir korneaile değiştirilmesini içerir.
Bu önlem yalnızca diğer tüm tedavilerin başarısız olduğu istisnai durumlarda düşünülür. - Göz içi enjeksiyonlar: Gözün içine yayılan şiddetli iltihaplanma durumlarında (örn. endoftalmi), doğrudan göz içine antibiyotik veya anti-enflamatuar ilaç enjeksiyonu gerekebilir.
Bu önlem, sistemik tedavinin enfeksiyonu kontrol altına almak için yeterli olmadığı durumlarda alınır. - Terapötik kontakt lensler: Bazı durumlarda, invaziv bir işlemden sonra korneayı korumak ve iyileşmeyi desteklemek için özel terapötik kontakt lensler kullanılabilir.
Bu lensler ağrıyı hafifletmeye ve doku rejenerasyonunu desteklemeye yardımcı olabilir. - Korneal stroma enjeksiyonları: Korneanın belirli enflamatuar durumları için, ilaçların doğrudan kornea stromasına enjekte edilmesi gerekebilir.
Bu, yüzeysel damlalarla ulaşılamayan derin yerleşimli enflamasyonun hedefe yönelik tedavisini sağlar.